köşedeki kilotçu...
bilirmisin sayın kilotçu abi...
hatırlar mısın beni acaba?
ben 15 yaşımdaydım seninle ilk tanıştığımda.. bizim mahallede köşede kilot satardın.
annem hep pazardan alırdı kilotlarımızı... gün geldi .ötü açık birini gördüm. kırmızı bi don vardı içinde.
o zaman dedim "bu!" "bu kilot deil!" "başka bişey bu!!"
hiç çekinmeden gittim yanına sordum.
aldığım cevap kötü oldu. gözüm mor dönmüştüm eve.
hatırlar mısın abi? hani, hani sana gelip bişeyler sorardım. bilirsin işte... bişeylerle ilgili şeyler...
o gün sana geldim gördüğüm şeyi tasvir ettim.
"pantolon böle belinden düşmüş abii, alttan efil efil kırmızı bişi çıkıyodu. bu dedim bu kilot değil!" sonra " abi o ne dedim cidden"
gülerek döndü
"evlat artık bazı şeylerin zamanı geldi" dedi.
ve tezgahın altından siyah paçalı bişey çıkardı. ve ekledi
"bu dediğin gibi kilot değil. bu baksır. hehe..."
al bunu bakalım dene evde.
ilkti bu ve ilkler unutulmazdı...
koşa koşa eve gittim. kapıyı kırarcasına omuzlayıp anahtara gerek kalmadan açtım kapıyı, ama odam olmadığı için mutfakta giymek zorunda kaldım ve giydim onu.
narindi, yabancıydı biraz...
üstelik kilotçu dayı bedavaya verdiydi...
üç yıl üstümden çıkarmadım. başka baksır alıp riske girmek istemedim. zira para da harcamak istemiyordum...
evde artık onunla dolaşıyor, babamın " la hamuğa godumun evladı!! donunu gey, pantılon çek!!"
bağrışları eşliğinde üstüme yürüyüp ağzımı burnumu dümdüz edişine kısa sürede alıştım...
onlarda bu halime tabi...
günler günleri kovaladııı, aylar ayları, develer pireler büyüdü hep...
ama bişi eksikti daha doğrusu sabitti bişe...
baksır sıkıyordu. ve üç yıl sonra 18 yaşıma geldiğimde ilk cinsel deneyimimi yaşadım.
kıza öyle bir havalı yaklaştımki yatakta, adeta "baksırım beni çekici kılıyor vermezsen salak derler kızım" dercesine baktım gözlerinin içine...
baksırı çıkarttığımda eksiklik teyid edilmiş oldu.
zira baksır dardı ve ben umursamadan üç yıl giymiştim...
ah kilotçu abi...
hayatımı yaktın. farkına vardım ama 18 dim artık, büyüyemezdim...
senin yüzünden 7 santimlik bi erkeğim şimdi. ve yaşım oldu 30...
haha ogünkü deneyimim mi?
o gün kız gülmekten bişey yapamadı... tıpış tıpış evime gittim. baksırımı yüzüme basıp o taze sperm kokusunda ağlaya ağlaya sabahı ettim.
sonra onu kaldırdım bi dolaba koydum.
dedim ki:
"intikamım acı olacak..."
şu an 30 um
ve şu an sana doğru geliyorum. hala orda bazı gençlerin hayatını daracık baksırlarla karartıyorsun.
görüyorum...
işte dedim işte!! intikam kızıllaştı.
ve elimdeki baksırla bir hışım kırdım dükkanın kapısını. tıpkı, tıpkı senin hayatımı kararttığın gün evin kapısını kırıp içeri girdiğim gibi...
ilk önce bu kim la dedin...
bende doğrusu tanıyamadım seni...
al dedim baksırını!! suratına fırlattım. artık bayatlamış kokuşmuş spermlerimin olduğu terlerimin gömüldüğü, hayatımın karardığı lanet şey yüzündeydi.
ne yaptım ben dercesine bakıyordum ama bozmayıp sinirimide gömüyordum yüz hatlarıma.
derken üzerime yürüdün. bi dakka sayın abim diye parmaklarımı birleştirip olayı anlatma çabalarım nafileydi...
bütün esnafın dayağını yedikten sonra ezik bir şekilde eve döndüm...
çok sağol kilotçu dayı...
çok sağol...
ben artık ezik ve küçük bir erkeğim...
bu bedenimdeki yaralar gider. ama 15 deen 30 a... asla bu şey büyümeyecek bir daha elvedahayat... bahtsiz bedevi...